
Heryerde aynı ifadeyi görüyor ve duyuyoruz. ”Bundan sonra hiçbirşey eskisi gibi olmayacak.”
Bu cümlenin yarattığı etkisi herkes için farklı oluyor. Beklenti yaratıyor, belirsizlikten dolayı ürpertiyor, merak uyandırıyor ya da daha şüpheci zihinler buna inanmıyor.
Büyük bir belirsizlik içinde, covid-19 adıyla anılan, gözle görülmeyen, elle tutulmayan ama rakamsal verilerle bizi şaşkına çeviren bir süreçten geçiyoruz. Bu süreç adım adım yaklaşırken, adeta bir çember gibi etrafımızı sarıp sonra gittikçe yaklaşırken, bundan kaçamayacağımızı biliyorduk ama ne zaman bitecek, nasıl bitecek, tahminler olsa da kesin olarak bilinemiyor. Sadece, bitişiyle ilgili yukarıda yazdığım cümle tekrarlanıyor. Hiçbirşey eskisi gibi olmayacak.
Bu noktada, co-active koçlukta uyguladığımız yöntemler geliyor aklıma. Ve farkediyorum ki, hiçbirşey olmasa bile bir şey oldu ve perspektifimiz bütünüyle değişti. Aklı ve vicdanıyla dünyayı izleyenler, tüm yaşananlara daha kalpten bakmayı deneyimliyor. Çünkü akıl ve vicdan aynı düzlemde buluşunca, istatistik olarak yazılan rakamların aslında “insan” olduğu idrak ediliyor. Tek bir kişi bile çok kalabalık bir sayıyı ifade ederken, binler, yüzbinlerle söylenen rakamlardaki topluluğu görebilmek, onların ardındaki sevdiklerini, ailelerini farkedebilmek ve herşeye sadece istatistik olarak bakmak artık mümkün değil.
Ve inanıyorum ki, kendine dışardan bakanlar, tüketim alışkanlıklarını, tepkilerini, yaşam tarzlarını ve olmazsa olmaz diye niteledikleri şeylerden mahrum kalınca, neyin illaki olup neyin olmaması gerektiğini yeniden sorguluyorlar. Böylesine sıkıştıran duygular içinden geçerken, bir şekilde tahammül edilerek yürüyormuş gibi yapılan ilişkilerde de artık mızrak çuvala sığmıyor. Evde kaçacak bir yer yok çünkü. Ne kendinden, ne ailenden, ne eşinden, ne çocuklarından. Bu vakte kadar ilişki anlamında ne ekildiyse, hepsi boy vermiş, karşımızda çırılçıplak duruyor. Tüm o ilişkilerin ilmekleri tek tek dokundu zaman içinde. Belki özenle, sevgiyle, şefkatle, sağlıklı bağlar kurarak, belki de dayanarak, görmezden gelerek, taviz vererek, gereğinden fazla fedakarlıkta bulunarak. Her ne ise, şimdi gün gibi ortada.
Herşey geçtiği gibi bu da geçecek. Dalgalar durulup sular çekilecek. Güneş tepede, etraf süt liman, kaçacak, gidecek hiçbiryerin olmadığı o anda, karar verme zamanı geldiğinde, neyi seçeceksin? Dalgaların senden götürdükleri var. Gitmesi gerekiyordu, bırakamıyordun. Suya dalıp arayacak mısın onları? Kalbindeki boşluklara şefkatle sarılacak mısın? Hangi açıdan, hangi duygularla bakacaksın hayatına?
Evet, hiçbirşey eskisi gibi olmayacak . Çünkü sen değişerek, yeni bir manzaradan bakıyor olacaksın hem ilişkilerine, hem seçimlerine, hem hayatının bütününe. Belki de düşünmenin vakti gelmiştir. Gerçekten ne istiyorsun?