Her ayın ortasını biraz geçe, o ay için neler planladığıma dönüp bakarım. Hedeflerimin neresinde olduğumu, planıma sadık kalıp kalmadığımı, daha yapacak neler var, ne kadar ilerlemişim, dönüp kontrol ederim.

Ay sonu bir de sene sonuyla birleşince bu muhasebe faslı biraz daha uzuyor. Yapılanlarla yapılamayanlar terazinin iki kefesinde, bir sağa bir sola salınıyor.

Aralık başı yazdığım hedeflerime baktığımda, blog için on tane yazı yazmaya ve nefes çalışması için randevu tarihleri oluşturmaya niyet ettiğimi görüyorum. 21 aralık itibariyle 2. yazımı yazdığım dikkate alındığında, diğer 8 yazının kalan 10 günde nasıl yazılacağı kocaman bir soru işareti olarak karşımda duruyor.

Diğer hedefim nefes için randevu açma kısmı, spontane randevularla oluşup ilerledi ve araya birde 2,5 günlük nefesini yeniden kazan çalışmasında koçluk eklendi. Şimdi yazarken, durumu burdan bir parça kurtarmış gibi hissediyorum.

Başlayıp da bitiremediğim kitaplar (Tanrılar Okulu öyle adım adım ve sindirilerek okunuyor ki,bahara inşallah biter ;), yazamadığım yazılar, Theta Healing için geri dönemediğim danışanlar, geçtiğimiz 21 günün karanlık kısmı gibi.

Ama bir de pırıl pırıl parlayan, yanına tik atılmış maddeler var. Mesela tahminlerimin çok üstünde kristal taş hazırladım. Hiç aklımda yokken hem nefes koçluğu yaptığım, hemde mala yapmayı öğrendiğim bir atölyeye katıldım. Spontane buluşmalarla çok sevdiğim insanlarla görüşüp çok özel anlar paylaştım. Burada pek bahsetmesem de, ofisteki işleri organize edip çocuklarımın kendi gündemlerinde de yer aldım ve yeni adımlar için tohumlar attım…

Bu kadar ayrıntılı yazdım, çünkü yeni bakış açımla, yaptıklarım için kendimi onurlandırmayı seçiyorum. Evet tam yapamadığım, not almadığım için unuttuğum, hatırlayıp ertelediğim şeyler yok değil. Onları ayrı bir başlıkta, o işi neden yapmadığımı, beni ertelemeye iten sebepleri, kendimi bloke etmeyi seçerek neden unuttuğumu irdeliyorum. Ama bunu yaparken de kendime şefkat duyarak, başardıklarım için takdir ederek, kendimi onaylayarak. Muhtemelen eski ben, şu an kendini yerden yere vuruyor ve en parmak sallayan haliyle eleştirilerini sıralıyordu. Bunun bir motivasyon sağlamadığı, aksine yapabildiklerimin kalitesini düşürdüğü, beni an’da kalmaktan uzaklaştırarak geçmişin pişmanlık denizlerine attığının artık farkındayım.

Şimdi, hem aylık listeme, hemde senelik hedeflerime bakıp, kendi sırtımı sıvazlamayı seçiyorum. Pek çok farklı rolde, farklı sorumluluklar alarak yaşamımızı sürdürürken, en huzurlu yoldan yürümeyi ve pişmanlık batağına sapmak yerine şükür duygusuyla ilerleme ve hergün bir öncekinden bir adım daha ileri gitme hedefimi ve niyetimi birkez daha tekrarlıyorum.

Kalbimizde, kendimize şefkat için yer açtığımızda, yürüyeceğimiz yollar bir bir aydınlanıyor…

Kalan 10 günde, 8 yeni yazıyla görüşmek dileğiyle;)

0 0 votes
Article Rating