Geçen yıl bu zamanlar instagramda tomurcuk halindeki bir orkide fotoğrafı paylaşıp altına da uzunca bir yazı yazmışım. Demişim ki,

Duyguların dönüştürülmesinden, şifalanmaktan bahsederken çoğu zaman atladığımız bir şey var. Bu söylediklerimin gerçekleşmesi, birdenbire kendini mükemmel hissetmek, aniden herşeyin tozpembe olması demek değil. Dönüştürüp şifalandırmak için önce o duygunun içinden geçmek gerekir. Öfkeden çılgına dönmek, kıskançlıktan gözünün kararması, kendini dünyanın en zavallı insanıymış gibi hissederken kalbin daha fazla dayanamayacakmış sanmak… Hepsi mümkün. O can acıtan, yakıp kavuran duyguyu hissetmek, sana hizmet etmediğini farketmek, dönüşmesine niyet etmek…

Duyguların dönüştürülmesi emek isteyen, farkındalık gerektiren ve çokça zorlayan bir deneyim. Ama verdiği özgürlük duygusu tarifsiz. Gökyüzünde bizi destekleyen çok güzel açılar var. Balık burcu şifa dağıtmaya devam ediyor. Ama en can yakan şekilde de suratımıza kocaman bir ayna tutuyor. Aynadakini görüp tanıyarak ruhumuzu özgürleştirebiliriz. Denge için bu şart. Durun, bir nefes alın ve o anki duygunuzun adını koyun. Ve size verdiği hisle kendinize sorun. Ben hayatıma bu duyguyla devam etmek istiyor muyum? Bana hizmet ediyor mu? En iyi çözüm, her zaman o duygunun içinden geçmek. Yolunuz açık olsun…

***

Hayatta tesadüflere  inanmadığımı, herşeyin ilahi bir plan dahilinde önümüze geldiğine ve karşımıza çıktığına inanıyorum. Bir yıl önce yazdığım yazının şimdi hatırlatılıyor olması da kesinlikle o planın bir parçası. Hatırlatılıyor, çünkü ruhlarımız yeniden seçimler yapmak üzere başka mecralara doğru ilerletiliyor. Gökyüzünde muhteşem bir neptünyen balık dolunayı vardı dün. Uranüs değişmeyen bir şey kalmasın diye sağlamcı burç boğaya geçti. Güvenip tüm sistemimizi üstüne kurduğumuz herşeyin sorgulanacağı ve sağlam bildiklerimizin aslında bir illüzyon olduğunu yaşayacağımız günler olacak… İçimize atıp bastırdığımız tüm duygular görünür olup arınmak ve tazelenmek için bekliyor. Bunların işareti herkese farklı şekilde veriliyor. Bazen küçük ipuçlarıyla, bazen daha sarsıcı olaylarla. Anlamak, görmek ve ne şekilde göğüsleneceğine karar vermek tamamen kişisel bir seçim ve kişinin farkındalığıyla alakalı.

Mart başında, baharın ilk günlerinde, tüm tohumlar kendilerini sımsıkı saran o kabukları delip toprağın yüzeyinden baş göstermek ve güneşle buluşmak için zorlu bir deneyimin içinde. Nisan ve mayısta özgürce ve en güzel halleriyle ılık bahar melteminde salınmak için, şimdi o yolu aşmaları gerekiyor. Hiç farkımız yok, şu an biz de öyleyiz. Ruhunuzu, kalbinizi sıkan her ne varsa, bilin ki, peşinden gelecek müjdelerin habercisi. Kolay değil, ama denemeye değer.

Varoluşun en güzel hallerinde, özgürce, cesaretle ve umutla parlamak niyetiyle…

 

0 0 votes
Article Rating