Yazmaya niyetlenip çok cümle kurduğum ama hepsinin etrafa savrulduğu zamanlardan geçtim. Upuzun bir ara oldu ‘ben artık oynamıyorum’ dedikten sonra. Ve ne derler bilirsiniz. Söz büyüdür. Yazdığım cümle gerçeğe dönüştü ve bazı oyunlardan çıktım. Bile isteye, farkederek, neden yaptığımı anlayarak. Ve bazı oyunların kuralları yeniden belirlendi. Bağ kurarak bulunduğumuz her ilişkide olduğu gibi, mutabakat sağlamak kolay değildi tabii. Ama saklambacın kuralları da bir anda oluşmuş olamaz zaten, değil mi?
Şimdi, yeni bir yolun başında, aklımda Nazım’ın dizeleriyle bekliyorum.
“Su başında durmuşuz,
çınarla ben.
Suda suretimiz çıkıyor,
çınarla benim.
Suyun şavkı vuruyor bize,
çınarla bana.
Su başında durmuşuz,
çınarla ben, bir de kedi.
Suda suretimiz çıkıyor,
çınarla benim, bir de kedinin.
Suyun şavkı vuruyor bize,
çınarla bana, bir de kediye.
Su başında durmuşuz,
çınar, ben, kedi, bir de güneş.
Suda suretimiz çıkıyor,
çınarın, benim, kedinin, bir de güneşin.
Suyun şavkı vuruyor bize,
çınara, bana, kediye, bir de güneşe.
Su başında durmuşuz,
çınar, ben, kedi, güneş, bir de ömrümüz.
Suda suretimiz çıkıyor,
çınarın, benim, kedinin, güneşin, bir de ömrümüzün.
Suyun şavkı vuruyor bize,
çınara, bana, kediye, güneşe, bir de ömrümüze .
Su başında durmuşuz.
Önce kedi gidecek,
kaybolacak suda sureti.
Sonra ben gideceğim,
kaybolacak suda suretim.
Sonra çınar gidecek,
kaybolacak suda sureti.
Sonra su gidecek
güneş kalacak;
sonra o da gidecek…
Su başında durmuşuz.
Su serin,
Çınar ulu,
Ben şiir yazıyorum.
Kedi uyukluyor
Güneş sıcak.
Çok şükür yaşıyoruz.
Suyun şavkı vuruyor bize
Çınara bana, kediye, güneşe, bir de ömrümüze…”
Bu site için de yeni bir dil, yeni bir anlaşma tasarımı kalbimden geçiyor. Bu işin profesyonelleri, kurumsal dil, cool görünüm, mesafeli sıcaklık, marka kimliğine uygun duruş tavsiyesinde bulunuyor. Markası anka kuşunun rengarenk kanatlarına ve bulutların birbirine benzemez hallerine yüklenince, bir parça değişim kaçınılmaz değil midir?
Onun için sorum sana sevgili okuyucu. Ne görmek istersin, hangi konular daha çok buluşturur bizi birbirimizle, daha interaktif olmak kulağa nasıl geliyor?
Sorularımı bıraktım, cevaplarınızı beklerim.
Sevgiyle açılsın bu hafta tüm kapılar…