1994 yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde yüksek öğrenim hayatım başladığında, dünya çok daha farklı bir yerdi. İnsanlar bir üniversitede okurlar, sonra bağlantılı bir alanda yüksek lisans yaparlar, çalışma hayatlarına başlar ve büyük çoğunluk o meslekten emekli olurdu. İstisnalar da vardı ama onlara hep biraz çılgın gözüyle bakılır, toplumun içinde bir yandan imrenilen, bir yandan da merak uyandıran bir yerde konumlanırlardı…

Oysa meslekler, ünvanlar, dışı pırıl pırıl plazalar, şehir efsanesi beyaz yakalar, biraz daha yakından bakınca dışardan anlatıldığı gibi değildi. Kendi profesyonel avukatlık hayatımdan örnek verecek olursam, kitaplarda okuduklarımızın pratikte nasıl uygulandığı hiçbir yerde yazmıyordu ve adliye koşulları çılgın bir ortam sunuyordu. Öyle ki, üniversitede aynı sırayı paylaştığım, şevkle ve heyecanla okulun bitmesini bekleyen arkadaşlarım, stajlarının ilk ayında o işin kendilerine hiç uygun olmadığını farkedip başka alanlara geçiş yaptılar.

Ben, yukarda sıraladığım tüm koşulları deneyimledim. Avukatlık ünvanıyla yıllarca çalıştım. Plazaların da tozunu yutarak, kendi ofisimde serbest de çalışarak. Beyaz yakalı profesyonelliğin hayatıma kattığı eşsiz deneyimler kadar, benden alıp götürdüklerini de farkettiğimde yaşım 40’a varmıştı. O farkediş anına doğru yürüdüğüm adımlar aklıma her gelişinde derim ki, o sorunlar yumağında kaybolduğumda “doğru sorularla” buluşabilme şansım olsaydı, nasıl olurdu?

Ama o noktaya gelmeden önce, filmi biraz geriye sarıp perspektifimi asıl değiştiren olaydan sözedecek olsam, kesinlikle sözü “nefes”e bırakırım. Şimdiki anın farkındalığı ve muhteşemliğini tek başına ve en güçlü şekilde anlatan sadece ve sadece nefestir. Uçup giden, geçmişte ya da gelecekte dolaşan zihni, bu ana sadece nefes çapalar. Ve o nefesle çapalandığınız anda asıl durduğunuz yeri farkedersiniz. Durduğunuz yerde yaptığınız seçimler daha görünür olur ve sorular gelir peşinden. Neyi neden seçtiğiniz, seçtiklerinizin değerlerinize uygun olup olmadığı, mış gibi yürütülen görevler ve en sahici halinizle varolmayı seçtiğiniz yer. Nefesin sizi getirdiği alan öyle farkındalık dolu ve hiçbir role ihtiyaç duyurmayan bir oluş halidir ki, olmayı seçtiğiniz herşey de bir bir hayatınızda yer almaya başlar.

Ben ilk Transformal Nefes ® deneyimimin ardından, nefesimin gücü karşısında büyülenmenin yanı sıra, tüm bu anlattıklarımı da bir bir deneyimledim. Ve olma halinde keyif aldıklarım, hayatımı daha doyumlu yaşamama yardım eden meslekler olarak, nefes koçluğu ve grup liderliği, co-active koçluk ve son olarak Points of You koçluğu girdi. Bunların yanına astroloji ve theta healing ile farklı şifa yöntemleri eklendi.

Şimdi, 2020 biterken, üniversitenin üstünden binlerce yıl geçmiş ve ben başka bir çağa ulaşmışım gibi hissediyorum. Ve içimden bir ses fısıldamayı sürdürüyor. Aslında herşey yeni başladı…

4.8 11 votes
Article Rating