
14 eylülde balık burcunda meydana gelecek olan dolunay, başladığımız işleri tamamladık mı, tamamladıysak hakkını vererek mi yaptık diye soruyor. Gündelik hayatta o kadar çok “-meli,-malı” cümlesi kuruyoruz ki bazen o işi neden yaptığımızı bile unutuyoruz. Onun için şimdi, elimizde hangi işler var, bunları yapmamız zorunlu mu, yapmamızın zorunlu olduğu ama ertelediklerimiz neler, hepsini gözden geçirme zamanı. Bu işler bir lafla, sözle, imayla karşımıza çıkıp bazı şeyleri kökten değiştirmemize neden olabilir. Özellikle ruhsal anlamda ve iç dünyamızda bir süredir bağlı hissetmediğimiz ama bırakmaya da cesaret etmediğimiz tüm incelmiş ipler kopabilir. Öyle güçlü bir hasat enerjisi var ki, kendi başımıza yapamadığımı tüm temizlik, sistem tarafından gerçekleştirilecek. Bazı şeylerin yürümediğini bildiği halde adım atmaya cesaret edemeyenlerin ama deyip bahane üretmesi için verilen süre tamamlandı. Evren bize kendi düşen ağlamaz diyor…
Zihnimizin ürettiği mazeretlerin, çaba harcamadığımız hayallerin, hiçbir şekilde ruhumuza, zihnimize ve bedenimize iyi gelmediği halde sürdürdüğümüz yaşam alışkanlıklarımızın artık yeniden gözden geçirilme zamanı. Keyif için deyip kendimizi kandırdığımız bağımlılıklarımızı görme vakti. Bir taneden bir şey olmaz diye ağzımıza attığımız her yiyecek, ama özür diledi diye affettiğimiz her kişi, koşulları iyi ne yapayım deyip bırakmayı göze alamadığımız ama içten içe dengemizi bozan ne varsa uzun süredir kendini gösteriyordu ama şimdi senin bırakamadığını o yapıp seni bırakacak. Baştan şanssızlık gibi görünecek pek çok olay, peşinde müjdeler saklıyor. Kurban psikolojisinin girdabına girmeden, bu neden benim başıma geldi deyip sormak ve ilerlemek gerekiyor. Kendine acıyarak, suçu başkalarına atarak, hayata küserek bir yere varılamadığı defalarca deneyimlendi. Artık bize hizmet etmiyor. Bırakın, gitsin…
Eskiyi bırakıp yeniye yer açtığınızda, hemen gözümüzün önünde duran fırsatlar berraklıkla parlayacaklar. Vücudumuzu ve ruhumuzu doğru beslemeyi ve geliştirmeyi öğrendiğimizde zihnimiz daha yaratıcı, kendi yeteneklerini ortaya çıkarak, çevresiyle uyumlu ve huzur dolu düşünceler üretecek. Ama önce gözlerdeki sis perdesi, kalpleri örten ne varsa onlardan sıyrılmak, kendi karanlığımızın karamsarlığından başımızı kaldırıp bulutlardan süzülen ışığı görmek zorundayız. Şükretmeden geçen her an ziyan oluyor. Şimdi dur, nefesin, bedenin, duyumsadığın herşey için şükret.
Kendimize yeni yollar açıp yeni hedefler koymaya çalışırken, geçmişten getirip yanımızda taşıdığımız, aslında ne mantığımıza, ne hayat görüşümüze, ne yaşam felsefemize uymayan ama bilinçaltından gelip davranışlarımızın temelini oluşturan bazı kök inançların da artık dönüşme zamanı. Ağzınızdan çıkan lafları tartıyor musunuz? Konuşan kim? Anneniz, babanız, öğretmeniniz, misafirliğe gelen komşu kadın? Bilinçaltımız bir şekilde çer çöple doluyor ve çer çöp bizim davranışlarımız, karakterimiz, hayata verdiğimiz anlam olarak dış dünyaya yansıyor. Ama tüm dikkatinizle baktığınızda farkedebilirsiniz ki, o siz değilsiniz. Şimdi, bunları değiştirip temizlemek için de harika bir zaman. Özellikle bilinçaltına inen nefes, regresyon, aile dizimi, theta healing gibi çalışmaları güvenilir ve ehil kişilerle yapmanızı ve açılan şifa kapılarından geçmenizi çok öneriyorum. Hangisini seçmeniz gerektiğini kalbiniz söyleyecektir. Yol, işaretlerle dolu, görmeye, anlamaya ve farketmeye niyet edin sadece…
Önümüzdeki günler sisli, puslu, çok yağmurlu, ölçünün kaçtığı, şirazenin kaydığı, akıl ve mantığın devre dışı olmuş gibi hissettireceği zamanlarla dolu. Balık dolunayı güçlü bir dip dalgası yaratıp arınma ve şifa yaratmak üzere geliyor. Yukarıda yazdığımı tekrarla, herşeyin elinizden kayıp gidiyormuş gibi hissettiren olaylar, sımsıkı tutmaya çalışıp direnmeler yüzünden. Akışta kalın, nefes alın, hafifleyin ve arının. Sular epey karışacak ve gözgözü görmeyen zamanlardan geçerken elimizde sadece sezgilerimiz kalacak. Onun için ruhunuza ağırlık verenlerden, zihninizi bulandıranlardan kurtulun ve kalbinizi açın. Tek ihtiyacımız olan şey koşulsuzca seven ve teslim olan cesur yürekler…
Kalbiniz rehberiniz olsun…