Ben bugün düştüm. Matımın üstünde, uzun süredir yapmayı denediğim bir pozu yaptığım için kendimi tebrik ederken, düştüm. İki dizimin üstüne, küt diye…

Düştüm, canım çok yandı, canım yanınca anında tansiyonum düştü ve gözlerim karardı, bayılmaya direnip hocaya seslendim, fısıltıyla. Can acısından mı, kendimi tutma çabamdan mı bilmiyorum, sesim öyle az çıktı ki, ben bile şaşırdım… Sonra hoca geldi, bacakları havaya dikip yatarak buz koyduk falan… Bu kısım, “düşme” kısmının bana düşündürdüklerinin yanında magazin bilgisi gibi kalıyor şu an.

Dizimde buzla bacaklarım havada yatarken ve sınıf derse devam ederken, epey düşündüm. Dersin hedef pozunu yapıyor olma gururunu yaşayacakken kendimi yerde bulunca, haliyle bu düşüş bana ne söylüyor diye kafa yordum.
İlk farkettiğim şu oldu ki, ben eskiden, düşsem bile hiçkimseden yardım istemezdim. Onun için de kimsecikler düştüğümü farketmez, düşmekten dolayı yaşadığım duygu fırtınalarını görmez, görseler de anlam veremezlerdi. Bugün o kısık sesim için kendime teşekkür ettim. Yardım istemeyi nihayet öğrenebilmiş olmamı takdir ettim.

Şimdi evde hala dizlerde buzlarla bu satırları yazarken, düşüncelerimde derinleşmem sürüyor. Düşmüşsün, kalmışsın, geç işte, daha ne diyenler olabilir. Eskiden ben de böyle düşünürdüm. Yogaya başlamadan ve mattaki tavırlarımın gerçek hayattan yansımalarını farketmeden önce. Şimdi biliyorum ki, matta nasılsak hayattaki duruşumuz ve tepkilerimiz de öyle. İnatlaşmalarımız, vazgeçişlerimiz, zihnimizin oyununa gelip hikayelerin içinde kaybolurken anı kaçırışlarımız…

Dizlerin manası, ikisinin birden üstüne düşmenin verdiği mesaj ve düştüğüm pozun manası da öyle derin ki, sindirmem zaman alacak. Beden bizimle ince mesajlarla konuşup, mesajı anlamadığımız anda hızlıca silkeliyor. O silkelenmenin zamanı geldiğinde, gökyüzü de destek verip bugünkü mars uranüs karesinde olduğu gibi, dört koldan kader ağlarını örüyor. İşaretlere, düşe kalkma ilerlemeye, her aksiyonun yarattığı etkiyi gözlemleyerek yol almaya ve daha pek çok şeye şükran duyuyorum şu an.
Ah bir de mesajları çok sarsılmadan görebilmeyi öğrensek…

0 0 votes
Article Rating