2001 yılının sonbaharı kışa dönerken, hiç durmadan yağan yağmuru hatırlıyorum. Yeni mezun bir avukattım, yeni evli genç bir kadındım ve hayat yeni baştan dizayn ediliyordu benim için. Evliliğe alışma sürecinin yanında iş arama mücadelem de sürüyordu. Şimdi o zamana baktığımda heyecanıyla umudu birbirine karışmış, zaman zaman karamsarlığın da içine düşen birini görüyorum.

Evet mevsim kışa dönüyordu ve sonbaharda başlayan yağmur azalarak ya da şiddetlenerek devam ediyordu. Hava soğuktu. Şu anki teknolojiden elimizde hiçbirşey yoktu. Ne sosyal medya, ne online çok dizili ve filmli kanallar, ne de akıllı telefonlar.

O kışın bir kısmı benim için üşüyerek, örgü örerek, yemek tarifleri deneyerek ve kitap okuyarak geçti. Ve her öğlenden sonra İclal Aydın’ı izleyerek. İclal Aydın bir kanalda güzel bir program sunuyordu ve her gün “Hayat Güzeldir” diyordu. O tarihlerde benim henüz Louise Hay’den de haberim yoktu ve O’nun bize bir olumlama verdiğinin kimse farkında değildi. (Louise Hay’ın o harika kitabı Düşünce Gücüyle Tedavi’nin Türkçe basılmasına daha 7 yıl vardı.) Oysa İclal Aydın tam olarak bunu yapıyordu. Hergün bir olumlama. HAYAT GÜZELDİR…

Olumlamalar tekrarla içimize sindirip hayatımıza aldığımız sihirli sözcükler. Don Miguel Ruiz’in Dört Anlaşma’da dediği gibi söz büyüdür.  Seçtiğimiz sözcükler sesli söylendiğinde enerjileri ve frekansları evrene yayılır ve bizi ağzımızdan çıkan gerçekliğe uyumlar. Beyin tekrarla öğrenir ve yinelenen kelimelerle cümlelerin bir zaman sonra gerçekliğimize dönüşmesi kaçınılmazdır. Onun için eskiler boğaz dokuz boğumdur derler ve her bir sözün o boğumlardan ölçülüp tartılarak, titizlikle, özenle çıkması gerekir.

İlk anda bir hayal veya masal gibi görünebilir hayat güzeldir demek. Kendimizi kandırmayalım diyen itirazlar da yükselebilir. Ama diye itiraz eder ve derim ki, hayatın içinde düaliteler vardır ve hangisini görmeyi ve dillendirmeyi seçersen onu büyütür ve güçlendirirsin. Suladığın çiçek, açar. Neye su vereceksin? Nereye akacak dikkatin ve ilgin?

O gün bugün ben İclal Aydın’ı dinleyip hayat güzeldir demeye devam ettim. Bazen gerçekten güzel bulmadığım zamanlar da oldu ama bir şekilde devam ettim. Şimdi 2021’in şafağında, o günlerin üstünden tam 20 yıl geçtikten sonra ve yeni bir döngünün başında, bilelim ki ne istersek o oluyor, ne söylersek hayat buluyor. Ben 2001’deki umuduyla heyacanı birbirine karışan genç kadının o hislerini yanımda taşıyorum 2021’e girerken. Ve tekrarlıyorum. Daha çok inanarak ve hissederek.

HAYAT GÜZELDİR…

4.7 3 votes
Article Rating