Geçtiğimiz yazdan bu yana, kendi çalışma alanıma Points of You  (PoY) kartlarını da ekledim. Bu kartlar aslında bir fotoğraf ve her biri birbirinden çarpıcı anları ölümsüzleştirmiş. Yoran Golan ve Efrat Shani tarafından geliştirilen bu sistem, milyonlarca kartın içinden seçilenlerle oynanan bir oyun olarak adlandırılıyor. Fotoğraflarımız, kelimelerimiz ve sorularımız var. Fotoğraflar bizi sağ beynimizle düşünmeye ve cevaplamaya yönlendiriyor. Sağ beyin yaratıcı, birleştirici, görsel, sanatsal ve dişil olan tarafımız. Gündelik hayat içinde pek çoğumuz sol beynimizi aktif olarak kullanır, mantıklı karar almaya çalışır, analizler yapar ve harekete geçip aksiyon alır, eril yönümüzle ilerleriz. PoY kartları bu durumu tersine çevirip alıştığımızın dışına çıkmamız için bize olanak sunuyor ve yeni bir pencere açıyor. Fotoğrafta gördüğümüzle aklımızdaki konu ve o durumu tanımlayan kelime bizi yeni bir boyuta taşıyıp yeni deneyimlerin eşiğine getiriyor. Hepimizin aklındaki kalıplaşmış belli tanımlar ve durumları tarif etmek için seçtiğimiz yollar, bu fotoğraflar sayesinde içimizde yeni sorular doğurup, belki de sandığımız gibi değil ve ben aslında kendi iç dünyamda bunu nasıl görüyorum sorularının yanıtlarını araştırmamıza yardım ediyor.

Points of You kartları bir yandan da eğlenceli. Yaratıcıları bu sistemi bir oyun olarak adlandırıyor ve çalışmalar hep hadi oynayalım çağrısıyla başlıyor. Online yaptığım 12 günlük çalışmalarda biz bu kartlarla yazarak oynuyoruz. Fotoğrafların hatırlattıkları, kelimelerin ve soruların gücüyle birleşince deneyimlediğimiz farkındalık, kendisiyle çalışmayı seven insanlar için uçsuz bucaksız yeni patikaların ilk adımı oluyor. Points of You, iki ayrı dünya gibi olan beynimizin iki yarım küresini tek bir düzlemde işbirliğine davet ediyor.

Ne dersiniz? Benimle oynar mısınız?

4.4 7 votes
Article Rating